10 Ocak 2012 Salı

Kudüs-Yusuf El Karadavi

(Kudüs-Yusuf El Karadavi- Nida Yayıncılık 8.Baskı Nisan 2014)


Fravun’a sormuşlar:
 — Seni fravunlaştıran (azgınlaştıran) nedir?
 — Beni yaptığımdan alıkoyacak birinin çıkmaması (s.12).


İsra Suresinin 4-8 ayetleri Yahudilerin, M.Ö. 586'da Babil hükümdarı Nebukatnezar ve M.S. 70'de (General Titus komutasında) Romalılar  tarafından Kudüs’ten çıkarılmalarını anlatır.

Mescid-i Aksa, namazın farz kılındığı tarihten itibaren hicretten önce 3 yıl, hicretten sonra 16 ay Müslümanların kıblesi olmuştur (s.14).

Peygamberimiz buyuruyor ki; “Yeryüzünde inşa edilen ilk mescit, Mescid-i Haram, ikincisi Mescid-i Aksa’dır” (s.17).

Kudüs ve Filistin topraklarının bereketinden ve kutsallığından söz eden ayetler: 
Çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa (İsra Suresi 1) 
Onu Lut ile beraber kurtarıp içinde alemlere bereketler verdiğimiz yere çıkardık (Enbiya Suresi 71)
Ve o hırpalanıp ezilmekte olan kavmi de yeryüzünün, bereketle donattığımız doğusuna ve batısına mirasçı yaptık. (Araf Suresi 137)
Bereketli kıldığımız yere doğru (Enbiya Suresi 81)
O bereket verdiğimiz memleketler (Sebe Suresi 18)
İncir ve zeytin yurdu Beytül Makdis (Tin Suresi 1-3) 

Eski adı İlya olan Kudüs (20) Kudüs Baş patriği Sophranius, Şehri kuşatan islam komutanlarına Kudüs’ü bizzat halifeye teslim edeceğini söylemiş. Hz. Ömer gelince de Kudüs’ün anahtarlarını bizzat halifeye teslim etmiştir (s.20). Hz Ömer şehirde yaşayan Hristiyanlarla “Ömer Sözleşmesi” imzalamış. Sophranius, Hz. Ömer’e şehrin anahtarlarını teslim ederken Yahudilerin ikamet maksadıyla bile olsa Kudüs’e (İlya) girmemelerini şart koşmuştur (s.20 ve 58).

Ebû Ümâme elBahilî’nin anlattığına göre Hz. Peygamber(sav)şöyle buyurmuştur: “Ümmetimden bir topluluk, galip oldukları halde kendilerine Allah’ın emri gelinceye kadar düşmanlarını kahretmeye devam edeceklerdir ve başlarına gelen hastalıklar dışında hiçbir düşman onlara zarar veremeyecektir” Orada bulunanlar, “Yâ Resûlallah! Bu kimseler nerede olacaklar?” diye sordular. Hz. Peygamber, “Beytü’l-Makdis’te ve onun çevresinde olacaklar” buyurdu (s.21).

1897’de İsviçre’nin Basel şehrinde Herzl başkanlığında 1. Siyonist kongresi düzenlenmiştir.
1917’de Filistin’de Yahudilere yurt verilmesine ilişkin Balfour deklarasyonu imzalanmıştır.
1947’de Birleşmiş Milletler Filistin’i bölme kararı almıştır.
1967’de Araplar, İsrail’ karşı 6 gün savaşlarını kaybetmiştir. (Kudüs işgal edilmiştir)
1977’de Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat, İsrail’i ziyaret etmiştir (s.23).
(2017’de Tramp Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımıştır.)


İsrail, BM ve güvenlik konseyi kararlarını tanımamaktadır. İsrail, Mescid-i Aksa’yı yıkmak için turist tünel adıyla, kutsal mekânın altını oymaktadır. (s.24) Utanmazsan dilediğini yap (meşhur ilk hadis) (s.24) O günleri (iyi ve kötü günleri) insanlar arasında döndürür dururuz (Ali İmran Suresi 140) (s.26).

İsrail, Ebu Guneym tepesinde yerleşim birimleri inşa etmektedir. (s.29) İslami Direniş hareketi (HAMAS) (s.30) Camp David antlaşması Arap birliğini bozmuştur. Araplar İsrail savaşlarında Mısır’ı yalnız bıraktı. Mısır, İsrail’le dört kez savaşıp çokça kayıp vermişti (s.31) 2.Körfez Savaşını Araplar arasındaki ayrılığı derinleştirmiştir. (s.32) Avrupa ülkeleri geçmişte yaşadıkları savaş ve felaketlere set çekerek Avrupa Birliğini kurmuştur (s.33) Altın ateşten çıkar. (s.33) Kudüs haçlı seferleri sonrası 90 yıl haçlıların elinde esir kaldı (34) İmadüddin Zengi Türk, Selahaddin Eyyübi Kürttür (s.34). 

1954 yılında bağımsızlık mücadelesine başlayan Cezayir 1961’de istiklaline kavuşmuştur (s.34) Hiçbir zalim yoktur ki, o bir başka zalimle cezalandırılmış olmasın (s.35) Kedi ile fare barışırsa bakkal dükkanı harap olur (Arap Atasözü) (s.38) Araplar ve Yahudiler sami ırkından gelir (s.43) Hazar Yahudileri, İsrail soyundan gelmez (s.44) Yahudiler, İbrahim dinine ve milletine Hristiyanlardan daha yakındır (s.45) Onlar Musa’yı ilahlaştırmazlar ama yaratıcıyı yaratılana benzetme yanılgısına düşerler. Yahudi erkekler sünnet olur, Hristiyanlar olmaz. Yalnızca kesilen hayvanı yerler. Domuz Yahudiler için de haramdır. Hristiyan Aziz Paul: “Temiz olanlar için her şey temizdir.”  Peygamber, melek ve Salihleri resmedilmesi İslam ve Yahudilikte haramdır, Hristiyanlıkta değildir (s.46). 


Medine Yahudileri: Beni Kaynuka, Beni Nadir ve Beni Kureyza kabilelerdir. Onlar bir peygamber geleceğini biliyor, bunu Medine’deki komşuları Evs ve Hazreç kabilelerine haber veriyorlardı. Bakara 89-91 bu hususu bize haber veriyor (s.48). Medine Anayasasına rağmen düşmanla işbirliği yapan Beni Kurayza’nın eli silah tutan erkekleri öldürülmüş, diğer iki kabilede sürgün edilmiştir (s.49). 


Müslümanlarla Yahudiler arasındaki savaşın sebebi din ya da millet olmaktan değil, onların Filistin’in işgalinden kaynaklanır (s.50). İsrail’e toprak verilerek barış yapılamaz, çünkü o toprak bizim toprağımızdır. İsrail işgalcidir Haksız işgale karşı kutsal beldeyi korumak bütün müminlerin görevidir (s.50). Savaşırken onların referansı Talmut’sa, bizim referansımız Buhari ve Müslüm’dir (s.52). Siyonistler için 1897’de Arjantin, 1901’de Kıbrıs, 1902’de Sina, 1903’de İngiliz hükumetinin önerisiyle Uganda yurt olarak düşünülmüştür. Herzel’in ölümünden bir yıl sonra 1905’de toplanan Uluslararası Yahudi Kongresinde Yahudi devletinin Filistin’de kurulması fikri benimsenmiştir (s.55). 


Kudüs’ü MÖ 3 bin yılında Yebusiler kurmuştur. Hz İbrahim 75 yaşındayken eşi Sare ile birlikte Irak’tan Filistine gelmiştir. Hz İbrahim, yüz yaşındayken İshak doğmuştur. Eşi Sare ölünce defin için Filistinlilerden mezar yeri istemiştir. Kendisi 175 yaşında vefat etmiştir. İshak 180 yaşında vefat etmiştir. (s.55) İbrahim, İshak ve Yakup (İsrail)'un Filistin’de kaldıkları toplam süre 230 yıldır. Burada kaldıkları sürece hep yabancı gibi yaşamışlardır. Hz Yakup’un Mısır’a gidişinden sonra İshak oğullarının Mısır’da kaldıkları toplam süre 430 yıldır. 


Hz Musa, İsrailoğullarını (Yakup oğullarını) Mısır’dan çıkardıktan sonra 40 yıl Sina Çölünde dolaşmışlardır. Musa, Ürdün’ün doğusunda vefat etmiştir. Böylece Tevrat’ta (Tekvin 15. bap) Allah’ın İbrahim’e verdiği kustal toprak vaadinin üzerinden 700 sene geçmiştir (s.56). Musa’dan sonra Yeşu (Yuşa) buranın bütün halkını yok etti. Yeşu kentte yaşayanların tümü yok oluncaya kadar elini paladan indirmedi (Yeşu 8: 26). Yuşa’nın vefatından sonra Filistin’de 200 yıllık hakimler dönemi başlar. Onu Hz Davut’la başlayan ve altın çağ olarak anılan krallar dönemi izler (s.56). Ardından Babil işgali ve sürgünler geldi (s.56). 


Yahudi’nin yurt anlayışı, Yuşa’nın “ayak bastığınız her yer sizin olacaktır” (Yeşu 1-Tesniye 1) söz ve anlayışına dayanır (s.57). Kitaplarında geçtiği üzere Yahudiler, Filistin’de 200 bin kişiyi öldürmüşlerdir (Tevrat: Hakimler Kitabı). Ardından Davut’un tek başına öldürdükleri ise yüz binden fazla idi (Krallar 2-3). Babil işgali (MÖ.586) ile dağılıp gittiler. Ardından Romalıların (MS.70) işgali geldi (s.58). Kudüs Başpatriği Sophranius, Hz. Ömer’e şehrin anahtarlarını teslim ederken Yahudilerin ikamet maksadıyla bile olsa Kudüs’e (İlya) girmemelerini şart koşmuştur (s. 58).
 638’de Kudüs teslim alınırken Kudüs’te Yahudilerden eser yoktur. Şehir bir Hristiyan şehridir (s.59). Hz. Süleyman MÖ 930’da vefat etmiş, MÖ 586’ya kadar 20 kral hüküm sürmüştür (s.61).

Romalıların MS 70'de Kudüs’ü işgal edip, öldürücü darbeyi vurmasından sonra Yahudiler küçük gruplar halinde dünyanın çeşitli yerlerine dağılmışlar. (MS.70'de Kudüs'ü işgal edip, kutsal mabedi yıkan General Titüs, esir Yahudilerle birlikte ganimetleri Roma'ya taşımıştır. Avrupa'ya bu şekilde gelen Yahudiler zamanla dünyanın değişik yerlerine dağılmışlardır. Kudüs'ten getirilen ganimetlerle Roma'da Kolezyum inşa edilmiştir. Yanı başında Titüs'ün Kudüs'ü ilhakını gösteren zafer takı yapılmıştır. Bu takın üzerindeki kabartmalarda Yahudilerce kutsal kabul edilen yedi kollu şamdanın (menore) Kudüs'ten Roma'ya taşınması da resmedilmiştir. MT).  2000 bin yıl sonra Yahudiler yeniden Kudüs'te hak iddia etmeye başlamışlardır (s.65). Onları yeryüzünde ayrı ayrı topluluklar halinde paramparça dağıttık (Araf 168) Yahudilerin Kudüs’te Beyti Makdis ve Süleyman sarayı dışında bir eserleri yoktur. Köylerde veya köylü gibi yaşamışlardır (s.66). Haçlılar 1087’de Kudüs’e girince 60 bin Müslümanı hunharca katletmiştir. 

İmamduddin Zengi ve oğlu Nureddin Mahmud’un başlattığı mücadeleyi Selahaddin Eyyübi 1187’de şehri fethederek tamamlamıştır (s.67). 2.Abdulmahit, Yahudilerin Filistin hariç olmak üzere Osmanlı topraklarında dolaşıp yerleşmesine izin vermiş, Oliphant’ın ve Herzl’in girişimlerini ve devlete mali destek tekliflerini reddetmiştir. Yahudilerin Filistine göç etmesini fermanlarla yasaklamış, tatbikatı titiz bir şekilde takip etmiştir (s.68). İttihat ve Terakki Fırkası yöneticileri Türk değildir. Örneğin Enver Paşa’nın babası Polonyalıdır (Yazar, ittihatçı Enver Paşa ile şair Nazım Hikmet'in dedesi olan Ferik Enver Paşa'yı karıştırmıştır. İttihatçı Enver'in değil, diğerinin babası Polonyalıdır. MT). Talat Paşa Bulgardı. Ahmet Cemal Paşa Siyonist dönmedir (s.71). 

Yahudilik şu ilkeleri benimser: Yahudiler Allah’ın seçkin kullarıdır. Kutsal Topraklar İbrahim’e vaad edilmiştir. Mesih’in gelmesi için Yahudilerin İsrail’de toplanması gerekir (s.73). Başta Protestanlık olmak üzere Yahudilerden etkilenen Hristiyan Siyornistler, Mesih’in gelmesi için şu üç alametin gerçekleşmesi gerektiğine inanır: 1- İsrailin kurulması (1948) 2-Kudüs’ün işgali (1967) 3- Mescid-i Aksa’ya Süleyman heykelinin yeniden inşası. Mescidi Aksa’yı yıkmak için kutsal emanetleri arama bahanesiyle alttan tünel kazılmaktadır (s.74). Amelinin geride bıraktığı kişiyi ameli öne geçirmez (Hadis) (s.75). Kutsal topraklar İbrahim’e ve onun soyuna vaad edilmiş ise, İshak onun oğlu da İsmail değil mi (s.76)? Eski Ahit’te zikredildiği üzere Davut’un 100 karısı, 200 cariyesi, Süleyman 300 karısı, 700 cariyesi vardı (s.77).

Andolsun ki zikir den (Tevrat) sonra Zebur’da da yeryüzüne salih kullarımın varis olacağını yazmıştık (Enbiya Suresi 105) O kullar Hz İbrahimin soyunu temsil eder. Onlar İsmailoğullardır (s.81-82) Yahudilikte, halk, toprak, tanrı ikonları vardır. Halkı yahudiler, toprağı arzı mevud, Tanrı’yı Tevrat temsil eder. (s.96) Karl Popper: Ben insanın toprakla evliliğine inanıyorum (s.97). Talmut: Üzerine düşen insanların en iyilerini öldürmendir (s.100). 

Yahudilik bir ulus dinidir. Yahudiler, talmutu tevrattan kutsal görür (s.101). Onlar birbirlerini yaptıkları kötülükten vaz geçirmeye çalışmazlardı. Yapmakta oldukları şey ne kötüydü (Ali İmran-112) İslamda üstünlük ırk esasına göre değil, takva esasına göredir (s.103). 1650’de 500 bini bulan Polonya Yahudileri 1658’de Ukrayna milislerinin toplu katliamlarına maruz kalmıştır (s.103). Kutsal topraklar (arz-ı mevud) Nil’den Fırata, Lübnan’daki sedir ağaçlarından Hayber (Medine)’deki hurma ağaçlarına kadar olan coğrafyayı kapsar (s.106).  


Balfour İngiltere Dışişleri Bakanıdır. 2 Kasım 1917 tarihli bildiriyle Filistin’de Yahudilere yurt edinme sözü vermiş; bu bildiri tarihe Balfour Deklarasyonu olarak geçmiştir (s107). Gayenin şerefi, vasıtanın temiz olmasını emreder (s.108) .Mesih onlara “ey peygamber katillerinin torunları” diye seslenir (s.112). Siyonist Şib Eldavut, Filistin’in iki toplumlu bir ülke olamayacağını şu sözlerle ifade ediyor: “İki seçenek var, ya büyük İsrail, ya büyük İsmail” (s.116) İsrail bayrağındaki iki mavi çizgi, Nil ve Fırat’ı simgelemektedir (s.116).

Yahudilerin, Hristiyanlarla ilgili görüşleri: “Yahudiler, Hristiyanları aldatmak için sürekli çabalamalıdır (Zoharı-120) Hristiyanlara iyilik yapanın kabri asla doğrulmaz (Zoharı-125) Hristiyanlıkta reformlar üretenlerin bizler olduğunu artık açıklayabiliriz. Calvin bizim evladımızdan biriydi. Aslen bir Yahudiydi. Martin Luther de Yahudi dostlarının emirleri doğrultusunda hareket etti. Burada Yahudi liderlerin irade ve mali desteğiyle Katolik kilisesine karşı strateji geliştirildiğini görüyoruz (s.122). Amaçlarımıza hizmet ettiklerinden dolayı Protestanlara teşekkür ediyoruz. Yahudilerin beklenen hakimi (Mesih’i) Roma’da bulunan Papa tahtından indirilmedikçe gelmeyecektir (Paris Kongresinde yapılan konuşma- Katolik Dergisi Şubat 1936) (s.123).

Hristiyanlığın, Yahudiliğe bakışı: Yahudilik, tüm dünya halkları için, özellikle de Hristiyanlık için büyük bir tehlikedir. Uluslararası Yahudiliği temsil eden komünizm, Hristiyanlığı tamamen yok etmek için fırsat kollamaktadır (Kahin Vinevard) (s.124). Talmut, küfrün, ateizmin ve adiliğin tümünü ihtiva etmektedir (9. Papa-1242) (s.125). Talmut’a göre Yahudi olmayanlar, hayvanlardan ve köpeklerden daha aşağı varlıklardır (127). Kendilerinden olmayanların kanını dökmek ve kutsal değerlerini çiğnemek Yahudilerin kutsal geleneklerinin ayrılmaz bir parçasıdır (s.128). 1789’da ABD Başkanı Benjamin Franklin Yahudi tehlikesine dikkat çekiyor: “Amerikan halkı, Yahudileri sonsuza dek ülkelerinden kovmadıkları takdirde çocukları ve torunları, onları kendi mezarlarında lanetleyecektir.” 18. Yüzyılda yapılan konuşma Yahudilerin durumunu bire bir yansıtmaktadır. Bugün ABD politikası ve ekonomisi tamamen Yahudilerin elindedir (s.129).

İsrail’i kuran batıdır. Mal ve silah desteğini Batı Avrupa ve ABD, adam desteğini ise Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliği sağlamıştır (131). ABD Başkanı, Amerika’nın Telaviv Büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınması için yüz milyon dolar kaynak aktarılmasına ilişkin projeyi 1995’de kongreye sunmuştur (s.131). İsrail, 12 Ağustos 1969’da Mescid-i Aksa’yı yakma girişiminde bulunmuştur. Mescidin bitişiğindeki İslami vakıf binalarını yıkarak, Mescid-i Aksa’nın altında ve çevresinde turistik tüneller kazmaya başlamıştır. Mescid-i Aksa’nın yıkılması an meselesi haline gelmiştir (s.133). 

Dünyayı hayran bırakan Filistinli çocuklar, intifada tehlil ve tekbirler getirerek, şu marşı söylüyorlardı: Hayberi hatırlayın ey Yahudiler Hayberi, Muhammed’in ordusu dönecek geri” (s.139). Kudüssüz bir Filistin, gövdesiz baş gibidir (s.143). Vehn: Dünya sevgisi ve ölüme karşı isteksizliktir (Hadis) (s.144). Eğer siz acı çekiyorsanız, onlar da sizin gibi acı çekmektedirler. Üstelik siz Allah’tan onların ümit etmedikleri şeyleri umuyorsunuz (Nisa Suresi-104) (s.144). 


Filistin sadece Filistinlilerin mülkü değildir. Kudüs de bir tek onların Kudüs’ü değildir. Geçmişte Allah’ın Kudüs’ü kurtarma şerefine nail kıldığı zat, Filistinli olmadığı gibi Arap da değildi. Bilakis İslam’ın Araplaştırdığı Kürt asıllı bir İslam kahramanıydı (s.145). Siyonistlerle aramızdaki savaş süreklidir. Hevasına göre konuşmayan Hz. Peygamberin haber verdiği nihai savaş oluncaya kadar bu harpler devam edecektir. Hz Peygamber buyuruyor ki: ‘Sizler Yahûdîlerle muhakkak savaşacaksınız! Harp o kadar şiddetli olacaktır ki, hattâ taş: ‘Ey Müslüman! Şu arkamdaki bir Yahûdî’dir! Gel de onu öldür!’ diyecektir.

"Müslümanlarla Yahudiler harb etmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. O harpte Müslümanlar (gâlip gelerek) Yahudileri öldürecekler. Öyle ki, Yahudi, taşın ve ağacın arkasına saklanacak da, taş veya ağaç; 'Ey Müslüman, Ey Allah'ın kulu, şu arkamdaki Yahudidir, hemen gel de öldür onu!' diye haber verecektir. Sadece Garkad ağacı müstesna, çünkü o, Yahudilerin ağaçlarındandır.” (Müslüm-Fiten, 82)" (s.146).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder