İtab kelime anlamı olarak: Tekdir etmek (uyarmak), şiddetle
hitap etmek, azarlamak, terslemek, paylamak anlamlarındadır. İtab ayetlerinin
bir kısmında kınama yumuşak bir kısmında ise serttir. Ehl-i Sünnet âlimleri,
peygamberlerden sadır olan bu tür davranışları zelle
olarak isimlendirirler.
Bilindiği üzere Rahman, elçilerini hata yaptıklarında hemen
ikaz etmiştir. Elçiler de bu uyarıları dikkate almış, anında hatalarından
dönmüşler, Yaradan’dan aff ve mağfiret dileyip hallerini düzeltmişlerdir.
MUHAMMED (S.A.V)’E YAPILAN İLAHİ UYARILAR:
1-İbni Ümmü Mektum olayı: Allah Resulü
Mekkelilerin ileri gelenlerine İslam’ı anlattığı, onları davet ettiği ve mümin
olmalarını umduğu bir ortamda, uzaktan Abdullah bin Ümmü Mektum gelir. Gözleri
görmediğinden Allah Resulünün kimlerle ne yaptığını bilmemektedir. Onun tek
amacı, yeni ayetler varsa onları almak, Kuran’la feyizlenmektir.
Abdullah’ın onların bulunduğu meclise destursuz girip,
sözlerini kesmesi, Efendimiz (sav)’ın hoşuna gitmez ve yüzünü ekşitir. İşte bu
olay üzerine Peygamberimizi uyaran ayetler gelir.
Abese
Suresi
1 -
(Peygamber) Yüzünü
ekşitti ve döndü.
2 -
Kendisine âmâ geldi, diye.
3 - Ne
bilirsin, belki o temizlenecek?
4 - Veya
öğüt belleyecek de öğüt ona fayda verecek.
5 - Ama
buna ihtiyaç hissetmeyene gelince,
6 - Sen ona
yöneliyorsun.
7 - Onun
temizlenmemesinden sana ne?
8 - Ama
sana can atarak gelen,
9 -
Allah'tan korkarak gelmişken,
10 - Sen
onunla ilgilenmiyorsun.
2-Bedir esirleri: Bedir savaşı sonucu yakalanan
savaş suçlularına ne yapılması gerektiğini Allah Resulü ashabıyla istişare
eder. Genel eğilim, suçluların cezalandırılmalarıdır. Ancak rahmeti sonsuz
Peygamberimiz, onların fidye karşılığı salıverilmeleri kararını verir. Bunun
üzerine uyarı ayeti gelir.
Enfal Suresi
67 - Hiçbir peygamberin, yeryüzünde ağır
basmadıkça (kesin zafere ulaşıp üstün gelmedikçe) esirleri olması layık
değildir. Siz dünya malını istersiniz, oysa Allah ahireti kazanmanızı murad
eder. Allah azizdir, hakimdir.
68 - Eğer Allah'dan bir yazı (hüküm) bulunmasa idi aldığınız
fidyeden dolayı size mutlaka büyük bir azab dokunurdu.
69 - Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve hoş olarak
yiyin ve Allah'a karşı gelmekten sakının. Muhakkak ki, Allah bağışlayıcıdır ve
merhamet edicidir.
3-Münafıklara izin verilmesi: Tebük Seferi
öncesi cihada katılmak istemeyen münafıklar, Allah Resulüne gelerek sahte ve
yalandan mazeretler öne sürmüşlerdi. Bunun üzerine onların izin talebine
müsaade eden Allah Resulü uyarılmıştır.
Tevbe Suresi
43 - Allah seni
affetsin. Doğru söyleyenler kimler, gerçekten yalancılar kimlerdir, bunların
iyice belli olmasını beklemeden niçin onlara izin verdin?
44 -
Allah'a ve ahiret gününe inananlar, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmeyi görev
bildiklerinden (zaten geri kalmak için) senden izin istemezler. Allah o
muttakilerin kimler olduğunu bilir.
45 -
Senden izin isteyenler, olsa olsa Allah'a ve ahiret gününe inanmayanlar
olabilir. Onların kalbleri hep işkillidir. Bundan dolayı şüphe içinde bocalayıp
dururlar.
46 -
Eğer sizinle beraber cihada çıkmak isteselerdi, elbette onunla ilgili olarak
bir takım hazırlıklar yaparlardı. Fakat Allah davranmalarını istemedi de onları
yoldan alıkoydu ve (kendilerine): "oturun oturanlarla beraber"
denildi.
49 - İçlerinden
"Aman bana izin ver, başımı derde sokma" diyen de var. Dikkat et,
başlarını asıl kendileri derde soktular. Hiç şüphesiz cehennem, kâfirleri
elbette kuşatacaktır.
50 -
Eğer sana bir iyilik dokunursa fenalarına gider. Eğer sana bir musibet gelirse
"Biz zaten tedbirimizi önceden almıştık." derler ve sevine sevine
dönüp giderler.
81 - Savaştan geri
kalan münafıklar, Resulullah'ın hilafına, onun savaşa gitmesine karşılık,
oturup kalmalarıyla ferahladılar ve mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihad
etmekten hoşlanmadılar, üstelik "Bu sıcakta savaşa gitmeyin."
dediler. De ki: "Cehennem ateşi daha sıcaktır." Keşke
anlayabilselerdi.
4-Tahrim meselesi: Allah Resulünün hanımlarına
olan kızgınlığı sonucu bal şerbeti içmeyeceğine dair yemin etmesi üzerine ayet
inmiştir.
Tahrim Suresi
1 - Ey Peygamber!
Eşlerinin rızasını arayarak Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine
haram ediyorsun? Allah çok bağışlayan çok esirgeyendir.
2 -
Allah size yeminlerinizi çözmeyi meşrû kılmıştır. Allah sizin sahibinizdir. O
bilendir, hikmetle yönetendir.
3 -
Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü
başkalarına haber verip Allah da bunu Peygamber'e açıklayınca, Peygamber
(eşine) bir kısmını bildirmiş bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona
haber verince eşi: "Bunu sana kim söyledi?" dedi. Peygamber
"Bilen, her şeyden haberdar olan Allah bana söyledi." dedi.
5-Münafık ve müşriklere dua: Bir ara bir grup
münafık Allah Resulüne gelerek kendilerine duada bulunmalarını istemişti.
Peygamber Efendimiz de bunu arzu etti ve istiğfarda bulundu. Hemen uyarı mesajı
geldi.
Tevbe Suresi
80 - Onlar için
Allah'dan ister mağfiret dile, ister dileme. Onlar için yetmiş kere mağfiret
dilesen de yine Allah onları affetmeyecektir. Bu, onların Allah'ı ve Resulünü
inkâr etmelerinden dolayı böyledir. Allah, böylesine baştan çıkmış fasıklar
güruhuna hidayet etmez.
6-Fakirlerle ilgili uyarı: Mekkeli kendini
beğenmiş ekâbir, Allah Resulünün mesajını dinlemek, aynı mecliste bulunmak
için, yanındaki fakir ve köle müminleri uzak tutmalarını istemişti. Efendimiz,
bu teklifi reddeder. Ancak bazı sahabeler bu yolun da denenmesi, dolayısıyla
onların hidayete ermesi için Allah Resulüne fikirlerini söylerler.
Peygamberimiz bu olayı düşünürken, ayet iner ve böyle bir şeye yönelmemek
gerektiğini belirtir
Kehf Suresi
28 - Nefsince de,
sabah akşam rızasını isteyerek Rablerine yalvaranlarla beraber candan sabret.
Sen dünya hayatının süsünü isteyerek onlardan gözlerini ayırma. Kalbini, bizi
anmaktan gafil kıldığımız, nefsinin kötü arzusuna uymuş ve işi hep aşırılık
olan kimseye uyma.
Ayetlerde görüldüğü üzere Allah, birtakım davranışlarından
dolayı Peygamberini kınamıştır. Bu da Kur’an’ın, Allah kelâmı olduğunun
delillerinden biridir.