İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler ancak onlardır! (Bakara Suresi-177)
Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a ve daha önce indirdiği kitaba iman (da sebat) ediniz. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyamet gününü inkâr ederse tam manasıyle sapıtmıştır. (Nisa Suresi-136)
İman, Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanman, kadere iyisiyle kötüsüyle iman etmendir. (Hadis: 'Müslüm, Ebu Davud, Tirmizi, Nesaî, İbnî Mace' Zikreden: Büyük Hadis Külliyatı, Rüdani, 2 Kaynak Yayıncılık, Cilt 1, Sayfa: 19)
Kadere ilişkin bir kaç ayet:
Allah'ın izni olmaksızın hiçbir nefis için ölmek yoktur. O, süresi
belirtilmiş bir yazıdır. Kim dünyanın yararını (sevabını) isterse
ona ondan veririz, kim ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz
şükredenleri pek yakında ödüllendireceğiz (Al-i
İmran Suresi-145).
Sonra kederin ardından
üzerinize bir güvenlik (duygusu) indirdi, bir uyuklama ki, içinizden bir grubu
sarıveriyordu. Bir grup da, canları derdine düşmüştü; Allah'a karşı haksız yere
cahiliye zannıyla zanlara kapılarak: "Bu işten bize ne var ki?"
diyorlardı. De ki: "Şüphesiz işin tümü Allah'ındır." Onlar, sana
açıklamadıkları şeyi içlerinde gizli tutuyorlar, "Bu işten bize bir şey
olsaydı, biz burada öldürülmezdik" diyorlar. De
ki: "Evlerinizde olsaydınız da üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar,
yine devrilecekleri yerlere gidecekti. (Bunu) Allah, sinelerinizdekini
denemek ve kalplerinizde olanı arındırmak için (yaptı). Allah, sinelerin özünde
saklı duranı bilendir (Al-i İmran Suresi-154).
Sizi çamurdan yaratan, sonra bir ecel belirleyen O'dur. Adı konulmuş ecel, O'nun
Katındadır. Sonra siz (yine) kuşkuya kapılıyorsunuz (En'am Suresi-2).
Her ümmet için bir ecel
vardır. Onların ecelleri gelince, ne bir saat
ertelenebilirler ne de öne alınabilirler (tam zamanında çökerler) (Araf Suresi-34).
Eğer Allah'ın
geçmişte bir yazması (söz vermesi) olmasaydı, aldıklarınıza karşılık
size gerçekten büyük bir azap dokunurdu (Enfal
Suresi-68)
De
ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey
isabet etmez. O bizim Mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül
etmelidirler." (Tevbe Suresi-51)
De
ki: "Allah'ın dilemesi dışında, kendim için
zarardan ve yarardan (hiçbir şeye) malik değilim. Her ümmetin bir eceli vardır.
Onların ecelleri gelince, artık ne bir saat ertelenebilirler, ne öne
alınabilirler (Yunus Suresi- 49)
Her insanın amel defterini boynuna doladık, kıyamet günü açılmış bulacağı kitabı önüne çıkarırız. (İsra-13)
Haberiniz olsun ki, biz her şeyi bir kadere göre yarattık. (Kamer-49)
Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu Allah'a göre kolaydır. (Hadid-22)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder